Türkiye, 'rekabet' liginde uzun atladı
Türkiye, makroekonomik istikrarın artması ve finans piyasalarındaki gelişmeye paralel olarak bu yılki listede tam 16 basamak yükselerek, en rekabetçi ekonomisi listesinde en hızlı yükselen ikinci ülke oldu.
Dünya Ekonomik Forumu, 2011-2012 Küresel Rekabet Gücü Raporu sonuçlarını açıkladı. Rapora göre, rekabet gücü sıralamasında bu yıl dikkate alınan 144 ülke arasında İsviçre ilk sıradaki yerini korudu. Listenin ikinci sırasında geçen yıl olduğu gibi Singapur bulunurken, üçüncü sıradaki Finlandiya yer aldı. ABD son 4 yıldır devam eden düşüş eğilimini sürdürerek bu yıl iki sıra daha gerileyerek dünyanın en rekabetçi yedinci ekonomisi oldu. Gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş OECD ülkeleriyle arasında var olan farkı kapatma yönünde ilerlerken, Kuzey ve Batı Avrupa ülkeleri 144 ülke arasında ağırlığını korurken, bu yıl Hong Kong dokuzuncu sıraya yükseldi. Sıralamada İsveç dördüncü, Hollanda beşinci, Almanya altıncı, İngiltere sekizinci, Japonya ise onuncu basamağa yerleşti.
Japonya, bu yıl bir basamak gerilerken, aynı şekilde Almanya da Hollanda'nın gerisine düştü. Fransa da 3 sıra gerileyerek 21. sırada yer aldı. Raporda, İsviçre ve Kuzey Avrupa ülkelerinin 2008 yılındaki finans krizinden bu yana güçlü konumlarını pekiştirdikleri tespiti yapılırken, borç krizinin sarstığı Güney Avrupa ülkelerinin makroekonomik dengesizlikler, finansmana erişim sıkıntısı, istihdam pazarlarındaki bozulma ve inovasyon açığı gibi nedenlerle rekabet güçlerini giderek kaybettikleri belirtildi. Borç krizinde ekonomisi ağır darbe alan Yunanistan ise altı basamak gerileyerek 96. sıraya indi. Portekiz 49. duruma gerilerken, İspanya 36. basamakta kalmayı başardı. İtalya 43'ten 42'ye çıktı. Geçtiğimiz yıl en rekabetçi 26. ekonomi olan Çin bu yılki listede kan kaybederek 29. oldu.
Çin, büyük ölçekli gelişmekte olan ülkeler arasında lider pozisyona sahip oldu. Ancak Tayvan, Katar, Suudi Arabistan, Güney Kore, BAE, Malezya, İsrail ve Brunei Çin'in önünde yer almayı başardı. Gelişmekte olan ülkeler arasında lider olan BRICS ülkelerinin performansı farklılıklar gösterdi. Güney Afrika bu yıl 2 sıra aşağı inerek 52., Brezilya 5 sıra çıkarak 48., Hindistan 3 basamak inerek 59., Rusya da bir basamak düşerek 67. sırada yer aldı.
En zayıf nokta istihdam piyasası
Türkiye bu yıl listede sıçrama gösterdi ve tam 16 basamak yükselerek 144 ülke arasında 43. sıraya çıktı. Böylelikle Türkiye, Çin dışındaki BRICS ülkelerinden daha rekabetçi bir ekonomi olarak konumlandı. Türkiye bir önceki yıl 142 ülke arasında 59., 2010-2011 döneminde ise 139 ülke arasında 61. olmuştu.
Raporda, Türkiye'nin 778.1 milyar dolarlık GSYH büyüklüğüne, kişi başına 10 bin 522 dolarlık gelire sahip olduğu, GSYH'nin dünya toplamına oranının ise yüzde 1.36 olduğu hatırlatıldı. Seçilmiş bazı göstergelerde Türkiye'nin yeri şöyle: Rekabetçilik Endeksi Bileşenlerini gösteren Temel Gereksinimler bölümü altında Türkiye'nin kurumsal alandaki sırası 64, altyapıda 51, makroekonomik çevrede 55, sağlık ve ilköğretimde 63. Ekonomik etkinliği artıran bileşenlerden yüksek öğretimde Türkiye'nin sıralaması 74, emtia-mal piyasalarının etkinliğinde 38, istihdam piyasasında 124, mali piyasaların gelişmişliğinde 44, teknoloji kullanımda 53, pazar büyüklüğünde 15. İnovasyon bölümünde ise Türkiye iş dünyasında entelektüel derinliğinde 47 ve inovasyonda 55. Raporda Türkiye'nin ekonomisinin değerlendirildiği bölümde şu ifadeler kullanıldı: "Türkiye'nin ekonomisi endeksin hazırlanmasında göz önünde bulundurulan birçok faktördeki gelişmeden destek aldı. Makroekonomik istikrar arttı, finans sektörünün güvenilirliği yükseldi, iş dünyasının finansmana erişimi kolaylaştı. Kurumsal çerçevede iyileşme ve iç piyasada daha güçlü bir rekabet kaydedildi. Hareketli iş dünyası, büyüklük açısından 15. sırada yer iç piyasadaki rekabetten önemli kazanımlar elde etti. Türkiye, önemli ölçüde gelişme gösteren altyapısından özellikle de yılların ve hava taşımacılığındaki gelişmelerden fayda sağladı. Limanların ve elektrik arzının ise iyileştirilmesi gerekiyor. Rekabet gücünü daha da artırmak için Türkiye, ilk öğretim ve sağlık sistemini iyileştirmek yoluyla insan kaynakları yapısını güçlendirmeli, istihdam piyasasının etkinliğini ve kamu kurumlarında etkinlik ile şeffaflığı artırmalı."
Kaynak: Dünya Gazetesi