Skip to main content

Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi

April 28, 2017

Birçok kurumun işbirliği ile gerçekleşen zirveye Ankara Kalkınma Ajansı da destek veriyor.

Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından düzenlenen ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Ankara Kalkınma Ajansı, Türk Patent ve Marka Kurumu, Ankara Üniversitesi ve YÜCİTA (Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı) işbirliğinde gerçekleştirilen "Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi", ATO Congresium'da yapılıyor. Yöresel ürünlerin dünya çapında tanıtımına yönelik stratejilerin ele alınacağı zirve iki gün sürecek.

 Zirve açılışına; Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Ankara Valisi Ercan Topaca, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Arif Şayık ve çok sayıda davetli katıldı.

Toplantıda konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, coğrafi işaret korumasının oldukça önemli bir konu olduğunu belirterek, "Ancak bu konunun ne yazık ki zaman zaman yanlış veya eksik anlaşıldığını da görüyoruz. Coğrafi işaret koruması, sadece kültürel ve yerel değerlerin korunmasından ibaret bir husus olarak algılanıyor. Oysa diğer sınai mülkiyet hakları gibi, coğrafi işaret koruması da ekonomik boyutu olan ciddi bir konu. Bu konuya ilgimiz romantik bir ilgiden ibaret değildir. Ekonomik ve rasyonel açıdan şehirlerimizi geliştirmek, bölgesel kalkınmayı hızlandırmak açısından da bu konuyu çok önemsiyoruz" dedi.

"Şu anda tescil edilmiş ürün sayımız 204'tür"

Bakan Özlü, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
"Ülkemizde, son yıllarda coğrafi işaret konusunda bir farkındalık oluştuğunu görüyoruz. Şu anda tescil edilmiş ürün sayımız 204'tür. İnceleme aşamasında olan başvuru sayısı ise 302'dir. Bu sayılar yeterli değil. Bizim yaptırdığımız bir araştırma, 2 bin 500 civarında ürünün coğrafi işaret tescili alabilecek bir potansiyel taşıdığını ortaya koyuyor. Bu konudaki farkındalık arttıkça, doğru orantılı bir şekilde tescilli ürün rakamlarının da artacağına inanıyorum. Ülke içindeki tescil sayısı kadar Avrupa Birliği'nde geçerli olan tescil sayısının önemine de dikkat çekmek istiyorum. AB genelinde tescil edilmiş ürün sayısı 5 bin civarındadır. Türkiye'den ise sadece üç ürün, Aydın inciri, Antep baklavası ve işlemleri tamamlanmak üzere olan Malatya kayısısı bu listeye dahil olabilmiştir. AB'deki tescilli ürün sayımızı artırmak da hem oda ve STK'larımızın, hem yerel yönetimlerimizin hem de bizim üzerimize düşen bir borç ve vazifedir."
Türkiye'nin yüksek gelir seviyesindeki bir ekonomiye dönüşmesinin bu tür alanlarda yapılacak hamleyle gerçekleşeceğini vurgulayan Özlü, şehirleri, şehirlerdeki belediyeleri, STK'ları, odaları, bu konuda daha hassas olmaya, birlik içinde hareket etmeye ve Türkiye'deki coğrafi işaret belgesine sahip ürünleri hep birlikte artırmaya davet etti.

"Türkiye daha fazla potansiyele sahip"

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci de yaptığı konuşmada, dünya pazarlarında coğrafi işaret tescilli ürünlerin, eşdeğerine göre 2,2 kat daha pahalıya satıldığını belirterek, "Türkiye'de coğrafi işaretli olma kapasitesine sahip ürün sayısı, Avrupa Birliği toplamından daha fazla." dedi. Bakan Tüfenkci şunları kaydetti: "Yöresel ürünler ile coğrafi işaretli ürünlerin birbirinden ayrılması gerekiyor. Yöresel ürünler, farklılıkları, kaliteleri ve üretimlerindeki tekillikleri ile ön plana çıkarlar. Bizde ekmeğin, tarhananın, reçelin, peynirin sayılamayacak kadar çeşidi vardır. Coğrafi işaret ise belirli bir bölgeden kaynaklanan bir ürünün, sadece o bölgede bulunabilecek karakteristik özellikler taşıdığını ifade eden ad ve işaretlerdir. Bunlar tarım ürünleri olabildiği gibi el sanatları, maden, değerli taşlar ya da yöresel yemeklerden de oluşabilen anonim değerler olabilir. Bir ürünün coğrafi işaret almış olması, ürünün tüketicisi için ürünün sadece kaynağını, karakteristik özelliklerini değil, karakteristik özellikleriyle coğrafi alan arasındaki bağlantıyı gösteren ve tüketilen ürünü garanti altına alan bir nevi kalite tescilidir." Tüfenkci, Türkiye'de bulunan yöresel ürünlerin her birinin coğrafi işaret almaya ve dünya markası olmaya aday olduğunu vurgulayarak, "Bu ürünler, yerinde istihdam sağlayan geleneksel üretim biçimleriyle hem yerel ekonomiyi ayakta tutan hem de kültürel zenginliğimizi yaşatıp gelecek kuşaklara aktaran değerli mirasımızdır. Anadolu'daki zengin üretim için coğrafi işaretleri kullanmalı, ekonomik değerlerini artırmalıyız." ifadelerini kullandı.